Bakkhalar trajedisi, Euiripides’in başyapıtlarından biri olarak geçmektedir. Euripides’in ölümünden sonra ilk kez M.Ö. 405 yılında Dionysos Tiyatrosu’nda sergilenmiştir. Dionysia Şehir Festivalinde birincilik ödülü kazanmıştır.
Yunan tragedyalarında üç çeşit başlangıç vardır.
- Koro ile başlar. (Aiskhylos)
- Dialog ile başlar. (Sofokles)
- Prologos (önsöyleşi) ile başlar. (Euripides)
Euripides oyuna Dionysos’un önsöyleşisi ile başlayacaktır, nitekim koroyu oyunlarında en az kullanan da Euripides’tir.
Dionysos, Thebai Ülkesini kuran Kadmos’un kızı Semele’den ve Zeus’tan olma bir tanrıdır. Annesi Zeus’un tanrısal halini görmek istediği için onu doğuramadan yanarak ölmüştür, Zeus da onu bacağına koymuş ve babasının bacağından doğmuştur. İşte bu yüzden ona “iki kere doğan” anlamında Dionysos adı verilmitir.
Dionysos’un bir diğer adı Bakkhos’tur, hatta çoğu trajedi de bu ad ile anılır. Bakkhalar ise çevresindeki esrik (sarhoş) kendini tanrıya adamış kadın rahibelerdir. Bakkhos onları Bozdağ’dan (Salihli) Anadolu’dan getirmiştir. Bakkhos nereye giderse onlar da oraya gider, yarı çıplak, vücutlarına ceylan postları saran, ellerinde teflerle dans ederler. Bu trajediye de adlarını vermişlerdir. Maneadlar olarak da anılırlar.
KARAKTERLER
- Dionysos, şarap ve üzüm tanrısı; Bakkhaların lideri
- Agaue, Semele’nin kız kardeşi.
- Pentheus, Agaue’nin oğlu, Kadmos’tan sonra tahta geçen kişi
- Kadmos, Thebai’yi kuran kişidir, yaşlandığı için tahtını Pentheus’a bırakmıştır.
- Teireias, kör kahindir. Sophokles’in Oidipus ve Antigone Tragedyalarında da geçmektedir.
- Koro, Anadolu’dan gelmiş Bakkhalardır
- 2 adet ulak
Dionysos’un Önsöyleşisi
Oyun Thebai sarayının önünde Dionysos’un monoloğu ile başlar. Dionysos’un annesi Semele’nin mezarı ise asma ile örtülmüştür.
Dionysos, Kadmos kızı Semele’nin oğlu olduğunu söyler ve annesinin duman tüten mezarını asma ile kapladığını şimdi ise insan kılığına girip Thebai’ye yani anne tarafından memleketine geri döndüğünü anlatır. Lidya’yı, Frigya’yı, Pers ülkesini, Arabistanı, Asya ülkelerini gezip kendi törenlerini oradakilere öğretmiştir. Buraya gelmesinin sebebi annesinin öz kız kardeşinin Dionysos hakkında çıkardığı söylentidir. Dedikoduya göre Dionysos, Zeus’un oğlu değilmiş, Semele ölümlü bir erkekten çocuğu peydahlamasına rağmen Zeus’un bebeğine gebe olduğunu söyleyince; iftiraya kızan Zeus, Semele’yi öldürmüştür. İşte bu yüzden Dionysos, Thebai kadınlarını çıldırtıp evlerinden kaçırmıştır; anasının incinen onurunu onarmalı ve bu şehre kendi töresini belletmelidir. Ancak, Kadmos yaşlandığı için tahtını Kızı Agaue’den olma torunu Pentheus’a bırakmıştır ve bu torun yani Dionysos’un kuzeni de tanrının adını ağzına bile almamaktadır. Dionysos çok kızgındır ve Bakkhalarına, Rhea Anayla Dionysos’un icat ettiği tefleri çalarak şamata koparmalarını emreder.
Koro yani Bakkhalar şarkılarını söylemeye başlarlar. Asya’dan Tmolos(Bozdağ, Salihli)’tan gelmişlerdir. Dionysos’un annesi, Zeus’un yıldırımı ile çarpılıp düştüğünde, Zeus bebeği yerden alıp, Hera görmesin diye kendi bacağına rahim gibi sokmuştur. Dionysos, baba tanrı Zeus’tan doğduğunda ise başına yılanlardan çelenk sarıldığı için, Bakkhalar’ında kırlarda canlı yılan yakalayıp onları saçlarına örmelerini anlatırlar. Bakkhalar hayvan derilerini kasnağa gererek davulu yaratmışlardır, Frig flütleri ile uyuşmuştur müzikleri. Ve sonra da Bakkhalar törenlerini anlatırlar.

Bakkhalar Pentheus’u öldürürken
Kadmos, Teiresias ve Pentheus
Teiresias (Thebai’nin kör kahini) girer sahneye ve Agenor oğlu Kadmos’u çağırmalarını söyler. Çünkü Kadmos, Dionysos ayinlerini yapacağına söz vermiştir.
Kadmos sahneye girer ve Dionysos’un, kızının oğlu yani torunu olduğunu belirtir ve onu yüceltmek için elinden geleni yapacağını söyler. Ancak Teriesias’tan kendisine bir yol göstermesini ister. Böylece ikisi dağa yürüyerek çıkıp, Dionysos’un şenliklerine katılmaya karar verirler.
O esnada yeni kral, Kadmos’un diğer kızının oğlu Pentheus telaşlı bir şekilde girer. Pentheus, bir süre kent dışında olduğunu ve döndüğünde, kadınların evden kaçıp, hem de kendisinin tanımadığı bir tanrı olan Dionysos’a tapınmak için Bakkhos şenliklerine katılmasına sinirlendiğini anlatır. Hatta birkaçını yakalatıp, hapishaneye attırmıştır. Bu şenliklere katılanlar arasında kendi anası Agaue, teyzesi Autone ve İno da vardır. Üstüne üstlük bu adam kendisinin Zeus’un oğlu olduğunu iddia edip, kadınları baştan çıkarmaktadır. Semele yani teyzesi de bu yalan yüzünden ölmemiş midir? Ardından dedesi Kadmos ile kahin Teiresias’ın da şenliklere katılmak için yola düştüklerini görür ve iki bunağın akıllarını yitirdiğini düşünür.
Koro, kral Pentheus’un söylediklerine kızar. Kadmos, ejderhayı öldürüp dişlerini yere gömünce topraktan biten adamlar (Spartoi) çıkmıştır. Pentheus’un babası da topraktan biten adamlardan biri olan Ekhion’dur. Tanrılara inanmayarak küstahlık etmektedir.
Teiresias, Pentheus’a kızar. İki önemli güç olduğunu bunlardan biri Demeter yani Toprak Ana, diğerinin ise Dionysos yani üzümün özünden şarabı yapan tanrı olduğunu söyler. İnsan şarapla kafayı bulur ve efkar dağıtır. Zeus, Dionysos’u kurtarıp, Olimpos’a gittiğinde Hera onu aşağı atmak istemiştir; buna karşılık Zeus gökyüzünden bebek yoğurup Hera’ya vermiş ve onu bir daha kurtarmıştır. Dionysos gün gelecek bütün Hellas’a kök salacaktır.
Kadmos, Teiresias’ı onaylar ve Pentheus’u tanrıya ibadete davet eder. Diğer kuzeni Aktaion (Autone’nin oğlu) , Artemis’ten daha iyi avcıyım diye övündüğü için başına gelenleri hatırlatır.
Pentheus iyice sinirlenir ve o büyücüyü bulup, hapse atacağını söyler ve çıkar gider. Teiresias ile Kadmos ise tanrının şenliklerine katılmaya giderler.

Dionysos ve Pentheus
Nöbetçi, Pentheus’un emri üzerine Dionysos’u getirir. Ancak onun ne kadar garip olduğundan, isteyerek teslim olduğundan ve hapse atılan kadınların aniden ellerindeki zincirler çözülüp, hapishanenin kapıları açılarak ormana gittiğinden bahseder.
Pentheus, Dionysos’un zincirlerini çözdürür ve onun ne kadar yakışıklı olduğunu, kadınları ayartmasının bu yüzden kolay olduğunu belirtir; sonra Dionysos’a nereli olduğunu sorar. Buna karşılık, Dionysos, Lidya, Sardes, Bozdağ’dan geldiğini söyler.
Pentheus törenlerin içeriğini öğrenmek ister ama Dionysos inançsızların öğrenemeyeceğini belirtir. Pentheus, karşısındakinin bir tanrı olduğunu kabul etmez ve onun saçlarını kestirerek cezalandıracağını söyler. Dionysos ise bunu yapamayacağını çünkü tanrı tarafından korunduğunu belirtir. Pentheus’un adının anlamı “keder”dir ve ona pek de uymaktadır. Pentheus, adamı derhal hapse atmalarını emreder; şenliklere katılan kadınları ise köle pazarında satacağını belirtir. Dionysos, eylemlerinin bedelini ödeyeceğini söyler ve nöbetçilerle birlikte sahneden çıkar.

Pentheus’un Sanrıları
Thebai Sarayı depremle sarsılır. Bakkhalar, Dionysos’un başına bir şey geldi diye korkar. Dionysos çıkar gelir ve Pentheus’u nasıl aldattığını anlatır. Pentheus görsel yanılgı içerisindedir (bir çeşit sanrı) onu zincirlediğini ve onu öldürdüğünü düşünerek ilk önce boğayı boğmaya çalışır sonra ona benzeyen bir görüntüyü bıçaklamaya çalışır.
Sahneye Pentheus girer, onu görünce iyice sinirlenir ve nasıl kaçtığını anlayamaz, hemen şehrin kapılarını kapamayı emreder. O esnada bir sığırtmaç girer.
Sığırtmaç, sabah sığırlarını otlatmaya çıktığında, üç bölük esrik kadınlar görmüştür; bir bölüğün başını Pentheus’un teyzesi Autonoe, ikincisini anası Agaue, üçüncüsünü ise yine teyzesi İno çekmektedir. Kadınlar toprağa vurunca şarap, su ya da süt çıkartmışlardır. Pentheus nasıl olurdu da hala Dionysos’a inanmamaktadır. Agaue’yi yakalamaya çalışmış, ama kadınlar ona saldırmış ve kaçmayı başarmıştır. Ayrıca kadınların koca danaya saldırıp, parçaladığını da gözleriyle görmüştür.
Pentheus, askeri toplama emri verir ve kadınları bu şekilde dağdan indirecektir. Dionysos, hatasından hala dönmek için geç olmadığını; tanrıya kurbanlar sunması gerektiğini söyler. Pentheus Bakkha törenlerini kendi toplumuna yerleştirmeyi kabul etmediğini söyler. Bunun üzerine Dionysos, Pentheus’a birlikte kadınların törenine katılıp, izlemeyi teklif eder. Pentheus kadın kıyafetleri giymesi gerektiğini öğrenince kararsız kalır ama sonunda kabul eder bu teklifi.
Dionysos kendi kendine konuşur. Pentheus kabul etmezse, onu rezil etmek için, zihnini gevşetip, kadın fistanı giydirecek ve sonra Thebai sokaklarında yürütecektir. Ardından, kendi anasına öldürtecektir onu. Tanrıyı reddetmenin cezası, işte budur.

Pentheus’un Ölümü
Pentheus, kadın kıyafetleri giymiştir. Sarhoştur her şeyi çift görmektedir. Koro olanları anlatır sonra. Pentheus ağacın üzerinden kadınları gözetlerken Dionysos’un sayesinde Maneadlar onu fark eder. Böylece esrik kadınlar ve annesi, Pentheus’a saldırırlar; hatta, adamın tırmandığı ağacı yerinden sökerler. Annesi Autone, oğlunun üzerine, onu öldürmek için atılır. Pentheus kim olduğunu göstermek için üzerindekileri çıkarır ve annesine yalvarır, onun oğlu olduğunu anlatmaya çalışır ancak kadın Bakkhos etkisi altındadır. Annesi ve teyzeleri korkunç bir şekilde onu parçalayarak öldürürler. Bütün olan biten vahşeti, Pentheus’a eşlik eden ulak anlatır ve en iyisinin tanrılara inanmak olduğunu ekler.
Agaue oğlunun kesik başıyla sahneye girer. Hala bir yaban hayvanı avladığını sanıyordur. Diğer Thebaili Bakkhalar da aynı sanrıyı paylaşmaktadır; Agaue’nin avını, çok onurlu bir davranış olarak buluyorlardır.
Kadmos, Pentheus’un cesedinin parçalarını taşıdıkları sedye ile içeri girer. Pentheus’un dedesi Kadmos, cesedin parçalarını toplattığını anlatır. Kızı Agaue, yaptığının hala farkında değildir, babasına nasıl çıplak elleriyle avlandığını bu kafayı da saraya asmaları gerektiğini anlatır. Pentheus’un, gelip avını görmesini ister. Kadmos kızından elinde tuttuğu başı incelemesini ister ve kadın en sonunda elindeki kafanın oğluna ait olduğunu öğrenir.
Kadmos, hem onun hem de Pentheus’un tanrıya inançsızlığı yüzünden bütün bunların başlarına geldiğini, kendi oğlunu kız kardeşleri ile birlikte Aktaion’un tazılarının parçaladığı yerde parçaladığını anlatır. ( Aktaion, Autonoe’nin oğludur ve Artemis’ten daha iyi bir avcı olduğunu iddia ettiği için Artemis, onu tazılarına parçalatmıştır)

Bakkhalar Pentheus’u parçalarken
Diğerlerinin Sonları
Dionysos girer sahneye, artık insan formunda değildir. Yedi kapılı Thebai’ye geldiğini, ancak halkın onu nasıl ret ettiğini, zincire vurduklarını anlatır ve bu cezayı hak etmişlerdir. Tanrı tanımaz bir şehrin var olamayacağını söyler. Dionysos devam eder. Kadmos’un bir yılana dönüşeceğini, karısı Ares’in kızı Harmonia’nın ise yeryüzü ejderine dönüşeceğini salık verir. İkisinin birlikte kentleri talan edeceğini ama Apollon’un bilici ocağını talan edince sonlarının kötü olacağını, Harmonia ve Kadmos’u Ares’in kurtarıp onları Mutlar Ülkesine (bir nevi cennet) koyacağını haber verir.
Kadmos, Dionysos’a yalvarır ama Dionysos kabul etmez. Kendisini kabul etmekte geç kaldıklarını belirtir ve çıkar sahneden.
Kadmos ile Agaue kaderlerine ağır yakarlar. Kadmos, karısı ile birlikte yılana dönüşüp yurdunu talan edecektir. Agaue ise sürgüne gidecektir. Vedalaşırlar ve sahneden çıkarlar.
