Kral Hogni’nin Hild adında bir kızı vardı. Günlerden bir gün Hogni kralların buluştuğu bir toplantıya gittiğinde kızı Hild, Kral Hedin Hjarrandason tarafından esir alındı. Hogni, krallığının yağmalandığını ve kızının kaçırıldığını öğrenir öğrenmez askerlerinin başına geçip Hedin’in peşine düştü.

Düşmanın kuzeye doğru kaçtığını öğrendi, ancak Norveç’e ulaştığında bu kez ona Hedin’in rotasını batı denizlerine doğru çevirdiği söylendi.

Hogni, hasmının peşinden yelken açtı ve nihayetinde Orkney Adaları’na vardı. Orada Haey Adası civarındayken Hedin ile karşı karşıya geldi. Hild babasına gidip Hedin adına barış anlaşmasının şartlarını sundu, bu şartları kabul etmediği takdirde yaşam ve ölüm mücadelesi başlayacaktı.. Hogni, bu uzlaşma talebini kabul etmeyecekti.

Bunun üzerine iki kral da adaya bastı ve mücadele için savaşçılarına önderlik etti. Hedin bir kez daha barış teklifi yaptı, akrabası olan Hogni’ye haykırıp uzlaşması için ona bir yığın altın önerdi fakat Hogni şöyle cevap verdi:

“Artık çok geç. Cüceler tarafından dövülmüş kılıcım Dainsleif’i (Dain’in Mirası) çoktan çektim. Bu kılıç kınından çıktıysa birileri ölmeli, zira vuruşları engellenemez, açtığı yaralarsa iyileştirilemez.”

Hedin karşılık verdi:

“Kılıcınla övünüyorsun ama bu zaferle övüneceğin anlamına gelmiyor. Öyle ki en iyi kılıç efendisini yarı yolda bırakmayan kılıçtır.”

Ardından savaş başladı, o günden sonra bu savaş “Hjaðningavíg” olarak bilinecekti.

Gün boyunca savaştılar, gece olunca gemilerine gittiler. Hild, karanlıkta savaş alanına gitti ve büyü yaparak ölen savaşçıların her birini tekrar canlandırdı. Ertesi gün krallar karaya çıktılar ve yeni bir mücadele başladı, önceki gün katledile savaşçılar da onlarla birlikteydi.