Freya gibi, o da altın olarak tanımlanır ve Æsir ile rutin olarak değiş tokuş yapan ve onlardan her zaman bir gelin talep eden devler (buz ve kaya halkı) tarafından hep imrenilmiştir.
Şaşırtıcı bir şekilde, devlerin istediği elmaları değil, Iðunn’un ta kendisidir.
Çünkü Idunn, onlardan biridir.
Tek farkı ise onlar gibi yozlaşmamıştır.
Bunun en iyi bilinen örneği, jötunn’lu Þjazi’nin onu nasıl kaçırdığının hikayesidir – ve bu hikaye tanrıların başına gelen en trajikomik talihsizliklerden biriydi!
Iðunn’un yokluğunda tanrılar’ın saçları beyazlar, kırışıklıkları belirginleşir (Freyja bu duruma en çok çıldıranlardan biri olmuştu) yaşlanıp hemoroit sorunlarını çözmeye çalışırlar. Fakat, tüm bunlar yaşanırken, tüm bunların suçlusunun ortalıktan sıvışan Loki’nin işi olduğu ortaya çıktı ve tanrıların sabrı taştıktan hemen sonra Loki’nin durumu düzeltmesi için yine ondan fikir aldılar.
Loki Freya’nın şahin elbisesini ödünç aldı ve Iðunn’u hapsolduğu yerden gizlice kaçırmak için Jötunheimr’a uçtu. Þrymheimr’a gizlice giredi ve Büyü kullanarak onu küçük bir palamuta çevirdi. Ardından ise tüm hızıyla Ásgard’a geri götürdü.
Ödülünü bu kadar kolay kaybetmeye hazır olmayan Þjazi, bir kartal şeklinde Loki’nin arkasından onu kovalamaya başladı ve Ásgard’ın surlarının önüne dek Loki’ye bildiği tüm rünleri yağdırdı.
Ama Loki akıllıydı! Tüm bunlar gerçekleşmeden önce Loki onlara surların üzerine muazzam bir alev alev ateş yakmalarını tembihledi. Çok büyük ve yeterince çevik olmayan kartal Þjazi bu şenlik ateşine düştü ve tanrıların ellerinde can verdi.
Iðunn bahçelerine geri döndü ve Þjazi’nin intikamcı kızı Skaði, kısa süre sonra tanrılarla yüzleşmeye geldi…