Güzel, olgun bir kadın sessizlik içerisinde görkemli tahtına kurulmuş. Çehresine sinen sakin ve huzurlu havanın altında ne düşündüğünü belli etmeyen bakışlarıyla direkt olarak gözlerimizin içine doğru bakıyor. Delice bir bakış olmaktan çok uzak ancak bakışmalar uzadıkça ruhun derinliğinde yarattığı rahatsızlık hissi gittikçe büyüyor.
Diline mühür olan her kelime elinde tuttuğu Tora adlı parşömenin içerine gizlenen bir sır… Kadınlığın yegâne temsili olan Ay’ın küçülen, büyüyen ve dolunay fazları başının üzerine gümüşi bir taç şeklinde oturtulmuş. Siyah ve beyaz iki sütunun arasında oturan Azize arkasında duran örtüyle erkek ve kadına güçlü göndermeler yapıyor…
Tarot’un kahramanı Joker’in göklerdeki annesi olarak bilinir. Dişi prensibin öncü, anne ve duygusallığına dair güçlü titreşimler yayan bir karttır. Almaya yatkın bir karttır. Kartın arkasında yatan önemli tarihsel anlatımlar ve söylentiler mevcuttur. Yunan mitlerinde kendisinden Demeter olarak bahsedilir. Göklerdeki dişi prensibi temsil eder. Joker’e bu kartın ana mesajı iç sesine kulak vermesi yönündedir. Göksel baba olarak nitelendirilen Büyücü bizlere aktif bir bilinç, sözcükler ve kelimelerin önemini, anda hareket ederek değişimi getirmemizi gerektiğini söylerken Azize karşıt prensibi benimseyerek bir nevi ‘içine dön’ der. Gezegen arketipinde var olan Ay duyguları yoğun olarak sergiler.
Kartları yorumlamak, sembolizm okumalarında başarılı olmaktan geçer. Bu nedenle önce kartın temel semboliklerini okumak ve hikâyelerini bilmek gerekir.
Azize’yi ilk gördüğümüzde onun siyah ve beyaz iki sütunun arasında otururken bulacağız. Sütunların üstünde yazan B ve J harfleri, ilahi kitaplardan biri olan Tevrat’ta bahsi geçen Boaz ve Jakin olarak bilinir. Kudüs’te ilk tapınağın hikâyesine dayanan bu sütunlar inanışa göre Kral Süleyman tarafından dikilmiştir. Bu konuda pek çok tartışma, spekülasyon yaratılsa da sütunlara atfedilen isimlerin ne anlama geldiği bilinmez. Tıpkı Azize gibi bu sütunlarda oldukça esrarengizdir. Sembolik okumalarına geldiğimizde bariz bir şekilde belli olan bir düalizm içerir. İyi ve kötü, dişi ve eril, yaz ile gece, kış ile gündüz… Hayatın içinde var olan çeşitli iki ayrı kutba gönderme yapar. Ancak bu iki ayrı nokta hayatı birbirine bağlayan esas temeldir. İyi olmadan kötünün varlığı adlandırılmaz, Eril olmadan dişil prensibi varlığını sürdüremez. Azize iki sütunun arasında oturarak iki ayrı kutbu birbirine bağlar. İki ayrı zıt kavramı bire dönüştürür.
Kartta var olan düalizm ilk kez karşımıza çıkar ancak son değildir. Numerolojik olarak iki sayısına ait olması yine düalizme güçlü bir gönderme yapar.
Azize’nin arkasında yer alan örtüde nar ve hurma yaprakları sembolizmini göreceğiz. (Nar sembolizmi bana yeniden Persephone ve Hades’in hikâyesini çağrıştırır) Nar sembolizmi dişilik ve doğurganlığı temsil ederken hurma yaprakları eril enerjiyle gelen bolluk ve bereketi temsil etmektedir. Yine bu sembolizmle düalizm yaratılmıştır. Ayrılamaz parçalar örtünün üzerinde birlikte resmedilir.
Başının üzerinde gümüş ve oldukça görkemli bir taç bulunmaktadır. Tacında resmedilen ayın üç fazı –büyüyen ay, küçülen ay ve dolunay-, ay ve gece tanrıçası Hekate’ye gönderme yaparken dişil enerjiyle güçlü bir bağ kurar.
Elinde ilahi yasa anlamına gelen TORA yazılı bir parşömen göreceğiz. Parşömenin Azize’nin elinde resmedilmesi elbette tesadüfi değildir. Verilmek istenen mesaj şudur: Sana göklerden ilahi bir mesaj yollayacağız. Ancak bu mesaj yalnızca sessizliğin içerisinde kaldığında verilecektir. Kalbinin üzerinde bulunan haç işareti tanrıya olan yürekten bağlılığına, ilahi sisteme olan derin inancına gönderme yapar.
Sembolizm okumalarında renklerin mesajları da oldukça önemlidir. Azize’nin kıyafetlerinin klasik tarot kartlarında mavi olarak resmedildiğini göreceğiz. Bu renk sakinleştirici bir etki yaratmanın yanı sıra yaratıcılık ve iletişimle bağlantılıdır. Ancak burada kast edilen iletişim iç sesimizle yaptığımız konuşmalardır. Mezopotamya topraklarında mavi rengi tanrının lütfu ve değişimini sembolize ederdi.
Tanrısal ve sessizliğin hâkim sürdüğü Azize’de bu rengin kullanılması tesadüf değildir.

Bu kart rüyalar âlemini, algılama ve hissetme dürtülerini, bağıntıları sezme anlamlarını içinde barındırır. Sezgisel anlamları yoğun olarak çalışır. Sessizliği ve sabrı seven bir arketiptir. Bir açılımda Azize’yi görmek ve doğru yorumlamak oldukça önemlidir.
Kart bizi kendi içimizdeki olumlu/olumsuz yönlerle yüzleştirir. Sözcüklerle değil, hislerle, telepatik iletişim kurarak anlaşır. Bizi tehlikelere karşı uyarabilir. İçe dönüşün, karar vermenin, durağanlığın kartıdır. Böylece içe dönerek kendimizi keşfeder, tanırız. Kartın gölge yönü gerçeklerden kaçma, süreğen kararsızlık ve aşırı pasifliktir.