G-022SCGR6MW G-022SCGR6MW

Ölümden Sonra Yeraltı Dünyası – 2

Published on:

Yeraltı Dünyasının, ölümlüler için ne kadar tehlikeli bir yer olduğundan bir önceki yazımızda bahsetmiştik… Ancak bu dünyayı ziyaret edip, yeryüzüne dönerek hikayesini anlatacak kadar uzun yaşayabilmiş kahramanlar vardır. Onların öykülerini aşağıda derledik.

  1. Herakles 

Yeraltı Dünyası’na giden en ünlü maceracılardan biri Herakles’ti. Herakles on ikinci görevinde üç başlı köpek Kerberos’u Yeraltı Dünyası’ndan almakla görevlendirilmişti. Köpeği, Kral Eurystheus‘a canlı olarak getirmeliydi.

Meydan okumaktan kaçınmayan Herakles, köpeği getirmek için hemen yola koyuldu. Ancak Herakles aşağı inmeden önce hazırlık yapması gerektiğini biliyordu. Ölüler diyarından geri dönmek duyulmamış bir şeydi. Yeraltı Dünyası’na iniş ve çıkış hakkında bilgi sahibi olduğunu iddia eden bir topluluk olan Eleusinian Gizemleri‘nin bilgisine başvurdu. Onlardan bazı ipuçları öğrendikten sonra Taenarum‘daki bir mağaradan Yeraltı Dünyası’na girdi.

Herakles, Yunan Yeraltı Dünyası’nda mücadele ederek Hades‘e ulaştı. Yolda sonsuz bir uykuya mahkûm olan Theseus‘a rastladı (bu hikâyeye daha sonra değineceğiz). Hades’ten Kerberos’u kısa bir gezintiyle yaşayanlar diyarına götürmeyi rica etti. Hades önce karşı çıktı ama sonunda Herakles, Kerberos’a zarar vermeyeceğine dair söz verdiği için kabul etti.

Herakles, Alkestis‘i ölümden döndürmek için Yeraltı Dünyası’na bir yolculuk daha yaptı. Alkestis, kocasının yerine ölmeye gönüllü olmuş onurlu bir kadındı. Herakles, Alkestis’i yas tutan ailesine geri vererek aileyi kendisine gösterdikleri nezaket için onurlandırmak istedi.

Herakles ve Kerberos
  1. Theseus

Theseus’un miti, bir arkadaşına yardım ederken işlerin ters gitmesiyle ilgili bir öykü barındırır… Theseus ve Pirithoos çok iyi arkadaşlardı ve birbirlerine eş bulmaları için yardım etmeye karar verdiler. Ancak, akıllarında pek de iyi planları yoktu. Theseus, Spartalı Helen ile evlenmek istiyordu ve bu yüzden Pirithoos’un yardımıyla onu kaçırdı. Helen evlenecek yaşta olmadığı için, kızı, annesinin yanında bıraktı. Bu takdire şayan bir hareket değildi ve bir sonraki planları da öyle! Pirithoos gözünü Yeraltı Kraliçesi Persephone‘ye dikmişti.

İki arkadaş Yeraltı Dünyası’na gizlice girmeye ve Persephone’yi kaçırmaya karar verdiler. Bu korkunç bir plandı: Persephone zaten evli olmakla kalmıyordu, aynı zamanda bir tanrıçaydı ve ona kur yapma niyetinde olmadıkları açıktı. Ölümlülerin yaramazlıkları çoğu zaman tanrıların gözünden kaçmaz. Persephone’nin kocası Hades onların planını hemen anladı ve bu yüzden iki adam için düzmece bir karşılama töreni tertipledi.

Hades, Theseus ve Pirithoos’u oturmaya davet ettiğinde, anında taş koltuklarına yapıştılar. Bazı yazarlar etlerinin taşla bütünleştiğini, bazıları ise yılanların onları bağladığını söyler. Taş koltuklar aynı zamanda Lethe Nehri‘nden geldiğine şüphe olmayan güçlü bir unutkanlık büyüsüne sahipti ve böylece adamlar neden orada olduklarını ya da ne için geldiklerini unutmaya başladılar.

Bir süre sonra Herakles, Yeraltı Dünyası’na geldi (Kerberos’un peşindeydi). Theseus’u serbest bırakmayı başardı, ancak Pirithoos’u serbest bırakmaya çalıştığında, yer muazzam bir şekilde sallanmaya başladı. Bu, Hades’in bir uyarısıydı – besbelli ki Pirithoos’un cezası tanrıya yaptığı hakaretten dolayı kalıcı olacaktı. Neyse ki Helen de içinde bulunduğu durumdan kurtulmuştu.

Theseus ve Pirithoos, Helen’i Kaçırırken
  1. Psykhe

Psykhe efsanesinde, Psykhe tanrıça Afrodit‘i kızdırmıştı. Bu nedenle aşk ve güzellik tanrıçası Psykhe’ye ceza olarak bir dizi zor ve tehlikeli görev verdi. Psykhe bu görevleri tamamlamayı başarmıştı, ancak Afrodit’in son verdiği görev imkansız gibiydi. Ona ,Yeraltı Dünyası’na gidip Kraliçe Persephone‘nin huzuruna çıkarak Afrodit’in güzellik iksirini istemesi emredilmişti. Bu iksir daha sonra yukarıdaki dünyada Afrodit’e iade edilecekti.

Psykhe, Yeraltı Dünyası’na girmenin tek yolunun ölmek olduğuna inanıyordu. Tam kendini yüksek bir kuleden aşağı atmak üzereyken kule canlandı ve onunla konuştu. Psykhe’ye Taenarum’da Yeraltı Dünyası’na bir giriş olduğunu söyledi ve Psykhe’nin hazırlanabilmesi için onu Yeraltı Dünyası’ndaki tehlikeler konusunda uyardı.

Artık hazırdı ve başarılı olmaya kararlıydı. Psykhe Yeraltı Dünyası’na girdi. Birçok ölü ruh, yardım için ona geldi; ama Psykhe onların çağrılarına direndi ve yoluna devam etti. Bu tuzaklar Psykhe’yi görevinden uzaklaştırabilir ve Yeraltı Dünyası’nda sonsuza dek kaybolabilirdi. Nehri geçebilmesi için kayıkçıya ödeme yaptı. Sonra şaraba batırılmış iki kek hazırladı; Kerberos‘a bir tane yedirdi, böylece Kapıları güvenle geçebilecekti. Daha sonra, kendisine iksiri vermeyi kabul eden Persephone’yi buldu. Geri dönerken, Psykhe üç başlı köpeğe ikinci keki yedirdi ve kayıkçıya ücretini ödedi.

Canlılar dünyasına geri döndüğünde, Psykhe kendini kaybetti ve kutuyu açtı. Ancak, güzellik iksiri yerine Psykhe’ye sonsuz bir uyku büyüsü yapıldı. Sonunda sevgilisi Eros, Psykhe’yi buldu ve büyüsüyle onu uyandırdı. Psykhe daha sonra Olimpos‘a götürüldü ve burada zorluklara katlandığı için ölümsüzlükle ödüllendirildi.

Psyke, kayıkçıya ödeme yaparken
  1. Odysseus

Odysseus, eve dönüş yolunu ararken tanrıça Kirke’ye konuk oldu. Onun adasında bir süre kalıp tanrıça ile aşk yaşadıktan sonra, adamlarının ısrarı üzerine eve dönüş yoluna devam etmeye karar verdi. Kirke, Odysseus’u geleceğini öğrenmek için Hades’e gitmeye ve kör bilici Teireias’ı bulması konusunda ikna etti. Odysseus, Kirke’nin talimatları ile Hades’e varmayı başardı. Tıpkı tanrıçanın tarif ettiği gibi, bir adak töreni gerçekleştirerek, Hades’teki ruhların dışarı çıkmasını sağladı. Adağın kanından içen ruhlar, Odysseus ile konuştu. Odysseus ilk Teiresias’ın kanı içmesine izin verdi ve geleceğini ondan öğrendi. Sonra gelen diğer ruhların teker teker içmesine izin verdi ve onların hikayelerini dinledi. Bu ruhların arasında nice kahramanlar ve kahraman eşleri vardı.

Odysseus, kör biliciye danışırken
  1. Orpheus

Yeraltı Dünyası’na yapılan yolculuklar üzücü olabilirdi. Çoğu zaman, kahramanlar içeri girdiklerinden daha büyük bir üzüntüyle ayrılırlardı. Orpheus da onlardan biriydi. Yunan Yeraltı Dünyası’na yaptığı yolculuğu aşkı tetiklemişti. Düğün gününde karısı Eurydike zehirli bir yılan tarafından ısırılmış ve ölmüştü.

Umutsuzluğa sürüklenen Orpheus, müzik aletini aldı ve ölüler diyarına gitti. Orpheus lir çalmakta ustaydı ve ona eşlik eden büyüleyici bir sesi vardı. Yeraltı Dünyası’nın derinliklerine doğru inerken içtenlikle kederli bir melodi çalıyordu. Müziği ile etkileyerek, bütün zorlukları atlattı.

Hades ve Persephone‘nin ayaklarına kapanarak sevdiğinin geri dönmesi için yalvardı.

Kral ve Kraliçe, özellikle de Orpheus’un müziğinden çok etkilendiler ve Orpheus’un Eurydike’yi Yeraltı Dünyası’ndan çıkana kadar arkasına bakmaması şartıyla evine götürmesine izin verdiler. Orpheus çok sevindi! Tırmanışına geçti ama Eurydike’in güvenliği için giderek daha fazla kaygılanmaya başladı. Son anda Orpheus arkasına baktı ama iş işten geçmişti. Eurydike’in ruhu Yeraltı Dünyası’nda sonsuza dek kayboldu.

Orpheus, Eurydike’yi yeraltı dünyasından çıkarırken

Related

Cevap bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

G-022SCGR6MW