Bacchus’un Yaşlı dadısı – Keçi Silenus Hakkında!
Popüler bilgiye göre, Silenus, Dionysos’un eğitiminden sorumlu olan ve daha sonra yolculuklarında sadık arkadaşı olan yaşlı bir satirdi. Ozanlar tarafından düz burunlu, kel kafalı, kıllı göğüslü ve beli ve koca göbeği yüzünden zar zor yürüyen yaşlı bir adam olarak tasvir edilmiştir.
Antik dönem sanatçıları sıklıkla kendilerini Silenus temasına adamış gibi görünür. Sanatçılar onu ya elinde ve kollarında Bacchus’u tutup sevhiyle ona bakan dadısı ve hocası olarak, komedi unsurundan tamamen yoksun şekilde temsil etmişlerdir ya da doymak bilmeyen ancak iyi huylu şarapçı olarak sunmuşlardır.
yanda Dionysos’un gençliğinin tasvir edildiği komik gözüken bir fotoğraf görüyorsunuz.
Heykellerde sürekli karşılaşılan simgesi diğer Bacchic kervanı üteleri gibi yanında taşıdığı thyros “kozalak başlı değnek” ve sarmaşık çelenginin yanı sıra şarap tulumudur.

-Dıonysos-
Dionysos’un ünlü hocası Silenus’un yanı sıra çok sayıda Silenli de vardı. Bunun nedeni antik satirlerin Silenus olarak adlandırılması mı yoksa topraktan akarsuları ve su kaynaklarını kontrol eden özel bir tanrılar grubu mu oluşturdukları belli değil. Bunlar Marcias ve Midas’tı. İlk satir yetenekli bir flütçüydü ve Apollo’yu bir yetenek düellosuna davet etti, bu da onun düşüşü oldu. Yarışma şartlarına göre kaybeden taraf kendini tamamen diğerinin gücüne teslim etti. Apollo yarışmayı kazandı ve zaferini acımasızca kullanarak Marcias’ı bir çam ağacından astı ve canlı canlı derisini yüzdü.
Midas, Frigya Krallığı’nın Anadolu’daki efsanevi kurucusudur. Makedonya’dan buraya göç etti. Gelenek onu Kibelenin oğlu yaptı ve gözdesi olarak olağanüstü bir varlıkla donatıldı ve sonunda aptalca işleriyle kendi servetinin kurbanı oldu.

Sarhoş Silenus bir gün Bacchus’un refakatinden dönerken yolunu kaydedip Midas’ın bahçesine girmiş. Midas onu büyük bir misafirperverlikle karşılayıp on gün boyunca şatafatlı bir şekilde ağırladıktan sonra Bacchus’a geri götürmüş. Cömertliğinden çok memnun olan tanrı, Midas’ı ne dilerse yerine getirmekle ödüllendirmiş. Bunun üzerine midas, dokunduğu herşeyin altına dönüşmesini dilemiş. Doğal olarak bu dileğin mükâfatı neredeyse mahvolmasına neden olmuş. Bundan ancak tanrının emriyle Paktalos Çayın’da yıkanarak kurtulabilmiş. Daha geç dönemdeki bir öyküde ise Midas, Apollon ile Pan arasındaki müsabakada hakemlik yapmıştır. Oyunu ikicisinin lehine kullandığı için tanrı kulaklarını eşek kulağına dönüştürmüştür. Bu öykünün konusu, Midas’ın vücudunun Silenus’a benzerliğinin nedenini açıkça izah eder.