G-022SCGR6MW G-022SCGR6MW

Karma Astroloji Nedir?

Published on:

Natal Astroloji bize kişinin yaşamına dair neler olacağın bilgeliğini sunarken Öngörü Astrolojisi natal haritada keşfedilen bilgilerin ne zaman olacağına, ne denli bir etki yaratacağına dair bilgiler verir. Natal Astroloji dediğimiz ve şimdiki zamanın haritalarını okumamızı sağlayan teknikler bu hayata açılan ruhların karakterleri hakkında, yetenekleri ve kendini ilerde bulabileceği noktalar konusunda yardımcı olacaktır. Ruh’un şimdiki zamanıyla meşgul olan bu alanın yanı sıra tamamen gelecekle ilgilenen Öngörü Astrolojisi ise şimdiki zamanda edinilen verilerin gelecekte ne zaman parlayacağını vurgulayacaktır.

Karma astrolojisinin ise alanı geçmiş-gelecek kapısının şimdiye nasıl bağlandığını gösterir. Amacı diğer alanlara göre daha derin, görünmez iplerin görünmesini sağlayan bir alandır. Karmik Astrolojinin bilgeliği defalarca tekamül yolculuğu yaşayan ve enkarne olan ruhun amacını keşfetmeyi sağlar. Her bir harita, ölüm de dahil olmak üzere yaşam bütününü anlatacaktır. Sekizinci evin astroloji de ölüm evi olduğunuzu bilmemize karşın dokuz, on, on bir ve on ikinci evlerle haritanın tamamı döngüsüne devam etmektedir. Ölüm sekizinci evde gelip haritamızda nasıl öleceğimize dair bir gösterge sunarken diğer evlerle haritanın devam ediyor olması oldukça manidar değil midir?

Ölüm ve doğum birbirine dair oldukça benzer süreçlerdir. Ana rahminden çıkan ruh ölümle beraber ana rahmine yeniden girmeye hazırlanır. Bedenlerin toprağa gömülme ritüelleri bizi doğa ananın rahmine yerleştirme sürecinden ibaret değil midir? Yunan Mitolojisinde ve daha binlerce mitolojik kaynakta doğa bir ana rahmi, her şeyin yaratıcısı olarak bilinmektedir. Böylece ruh doğum – ölüm döngüsünü yeniden başlatmak üzere hazırdır. Sekizinci ev ölümü anlattığı gibi cinsel birleşmeyi de anlattığından yeniden döllenmeyle doğacak ruhu  hatırlatmaktadır. Ölüm ve doğum bir şekilde aynı evde gizlenmiştir.

Ünlü medyumlardan biri Edgar Cayce’ın reenkarnasyon teorisinde “tüm varlıkların başlangıçta yaratıldığını ve sevgi, sabır, ılımlılık, inanç gibi temel ruhsal derslerin öğrenilmesi için periyodik olarak cisimlenirler” der.

Günlük yaşamlarımızda hayatımızın ne kadarında geçmişle bağ kurabildiğimizin ya da geçmişin ne denli etkili olduğumuzun farkında değilizdir. Ancak nesnel bir gerçeklik olarak algılanan her şimdiki zaman her şey daima geçmiştir. Karşılaştığımız her kişi, her an ve özellikle yakınlarımız geçmişte çözümlenmekten aciz kalmış ilişkilerimizden birer parçadır. Hayatımızdaki bu kişiler “hatırlatma görevi” üstlenerek geçmişteki döngülerin üstesinden gelme, şifalandırma ve sınavlardan geçmek üzerine birer fırsattır. Karmik bağ olarak adlandırılan ilişkiler son zamanın dilinde “kötü”, “ceza veren” ya da “sınavın sonrasında mutlaka yolları ayıran” olarak algılanmasına neden olsa da karmik bağ bunların hiç biri değildir.

Elbette sınavlardan ve geçmişte yaşanan hatalardan etki alınacak ve yara alınabilir ancak bu süreçlerde bağların sonsuza dek kopması söz konuş değildir. İki ruh hayatlarının kalanında bağları güçlenerek ilerleyebilmektedir.

Cinsel ilişki ölümle benzer niteliklere sahiptir. Dürtüsel, ruhun red edemediği, gerçekleştirmek zorunda kalacağı olaylardır. Her ruh ölümü mutlaka tadacağı gibi, sevişme ve üreme dürtüsüne de engel olamaz. Orgazm olmak kadın ve erkek formları için ne kadar farklı olsa da ortak hedefte üreme arzusunun altında yatan hayvani arzuları göreceğiz. Zihin ve ruh sekse ihtiyaç duyacaktır çünkü doğa varlığını böyle sürdürür. Ruh yaratımı içerde yatan bir arzudur ancak rahmiyle yuva olan kadınla üremeyi başlatan erkeğin bu sürece etkileri ve sorumlulukları birbirinden çok farklıdır.

Gebe kalıp spermi içerde taşıyan kadın, gelecek ruhun dünya üzerine gelmesi için bir tür konaklama alanı gibidir. Ruhun bedenlenme ve uygun koşullarının yaratılması rahim içinde mümkündür. Kadın bu noktada yaşam vermek misyonuyla bütünleşir. Erkeğin misyonu ise ruhun bir alemden diğerine geçişini sağlamakla yükümlüdür. Erkeğin yaşadığı orgazm başka bir yaşamda süregelen “aşkınlık” temsil edecektir. Sperm yumurtayı döllemeye başardığında başka bir zamanda ölümü deneyimleyen ruhun rahme düşme deneyimini başlattığını anlarız.

Zaman karma astrolojisine göre doğrusal değildir. Eğilip bükülebilen, akışkan bir varlıktır. Zihinlerimiz de bunu kanıtlar şekilde çalışacaktır. An gelir hızla akan zaman, an gelir dakikaların üzerine azap dolu bir oyuna başlar.

Rahme düşen ruhun karma astrolojisine göre evler üzerinden sürecini açıklamak mümkündür. Dördüncü ev, köklerimizi, nereden geldiğimizi ve aile yaşantımızı gösterirken aynı zamanda gebeliğin prenatal dönemini açıklar. Kişinin nereden geldiğini dördüncü evden görmek mümkündür. Dokuzuncu ile on ikinci ev arasındaki alan ise ana rahmine düşme ve doğum arasındaki döneme dair bilgi verecektir. Dokuz ile on iki arasında bulunan evler ruhun “iki yaşam arasındaki” geçtiği adımları bize açıklayacaktır. Ruh Jüpiter’in evi olan dokuzuncu evden geçerken bu hayattaki amacını ve misyonunun ne olacağının bilgisini ve bedenlenmeyi öğrenir. Onuncu evden geçen ruh karmasını kabul eder. (Kronos’u tanıyacaktır.)  Ruh Dünya üzerindeki borçlarını ve görevleri ile tanışma sürecini başlatır. On bir ve on ikinci evler ise kişinin spiritüel yönünü başlatır.

Böylece karma başlar. Önceki yaşamdan gelen ruh geleceğe açılan kapıda şimdiyi deneyimle ve iç içe geçen bu zaman algısının karmaşıklığında tekamül sürecine hizmet eder. Spiritüel algısı ve farkındalığı yüksek ruhlar geçmiş borçlarından ve şimdinin karmik zorlanmalarından başarıyla çıkabilirken bazıları karmik borçlarını gelecek haritasına taşır. Üç yaşamı birden görebileceğimiz haritalarımız bu  noktada bizi aydınlatabilir. Natal astroloji ile şimdiki hayatlarımızdaki potansiyeli keşfedip, Öngörü Astrolojisi ile ne zaman olacağını tespit ederken Karma astrolojisi ile borçlarımızın, engellerimizin ve engellerin üzerinden nasıl gelebileceğimizin kapısını aralayabiliriz.

Related

Cevap bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Error decoding the Instagram API json
G-022SCGR6MW